Bizim sınırlarımız, sınırlarımızla doğru orantılı ilkelerimiz vicdanımız vardı.
Onların ise ne sınırları ne ilkeleri ne de vicdanları vardı.
Onlar sınırları aşıp, ilkelerimizi yok etmeye çalıştıkça biz vicdanımıza sarılıyor, vazgeçmiyorduk ilkelerimizden.
Biz vazgeçmedikçe güçleniyorduk, farkında olmasakta...Kendimizi en çaresiz, dipte hissettiğimiz zamanlarda bile, bir umut ışığı yanabiliyordu ruhumuzda...
Anlıyorduk ki, umut ve inanç hayatın vazgeçilmeziydi.
22.05.2019-Hayal ARAR

Yorumlar