görsel alıntıdır
Düşünmek
sorumluluk almayı da beraberinde getiriyor.
Sorumluluk
almaktan kaçıyor çoğu, düşünmekten sorgulamaktan.
Sorumluluk
almaktan kaçışları, kendilerinden kaçışlarını anlatıyor aslında. Kendileri ile
yüzleşemiyorlar.
Hatalarını
kabul edebilecek, yanlışlarından ders alabilecek olgunluğu gösteremiyorlar.
Çoğu
konuda ki düşüncelerini, kendi fikirleri zannetseler de, ezber fikirlerle dile
geliyorlar. Anlamadan, sorgulamadan.
Kendilerinden
farklı olanı, kendi kabullerinin dışında davrananı, anlayamadıklarından olsa
gerek, yanlış davranmakla itham edebiliyor, sıfatlar yakıştırabiliyorlar.
Farklılığa,
çeşitliliğe, çok sesliliğe tahammül gösteremiyor, farklı olanı, sıra dışı olanı
kabul etmek yerine öteki olarak görmeyi doğru buluyorlar.
Sıra
dışı ya da farklı olanı, öteki olarak nitelendirirken aslında kendilerini
ötekileştirdiklerinin farkına varamıyorlar.
Çeşitliliği,
çoğulculuğu kabul edemediklerinden, kendi benimsediklerini çevrelerindekilere
dayatmaya, zorla kabul ettirmeye çalışıyorlar.
Dayatma
ve zorla kabul ettirmeyi doğal bir davranış biçimi olarak gördüklerinden,
kendilerine dayatılanları kabul edebiliyorlar.
Çoğunun
kuralları, ilkeleri, sınırları yok. Başkalarının belirlediği kurallara uyuyor,
ilkelerini benimsiyor, sınır tanımıyorlar.
Olaylara
ve insanlara bakarken (sadece bakıyorlar, görmüyorlar, analiz etme yetileri gelişmemiş)
neden-sonuç bağlantısı kuramıyor, sorunu ya nedende ya sonuçta arıyor, çözüm üretemiyorlar.
Dini,
siyaseti, insanı ve daha bir konuyu yorumlar ya da inanırken okumuyor, şekle bakıyor,
şekilci davranıyor, şeklen inanıyorlar.
Örnek
alma ve aldıkları örneği geliştirerek daha da ileri götürme yerine taklit
etmeyi, ezberci davranmayı benimsiyorlar.
Ezbercilik
de, gelişimi ve görmeyi engellediği için, hep aynı şeyleri yaşayıp, aynı
tepkileri veriyor, değişemiyor, dönemiyor, sabit kalıyorlar…
2009-Hayal ARAR
Yorumlar
Yorum Gönder