ÖZGÜRLÜĞE GİDEN YOL





İçindeki bu heyecanı tanıyordu; ama ihtimal veremiyordu bir türlü… Yeniden aşık olabilir miydi?

-Yok olmaz, aynı duyguları ikinci kez yaşayabilir miyim?

Dedi, kendi kendine.

Aslında ne çok ihtiyacı vardı, böyle bir çılgınlığa…
Uzun süredir ne kadar da yavan, ne kadar da tatsızdı hayatı.

Bir kez daha unutabilir miydi? Kendini.

Beyninin merkezine yerleştirip birini onun için nefes alıp, onu için yok olabilir miydi?

Ne kadar zor geliyordu şimdi aşık olmak; oysa delicesine seven, küçücük bir gülümseme için kendinden vazgeçen o değil miydi?

Yaşadıkları geçti; gözünün önünden, ne kadar uzaktı o duygular.

Onun değil, yabancı birinin duygularıydı sanki…

Korkuyor muydu? Hırpalanmaktan, acı çekmekten, kaybetmekten.

Kaybetmiş miydi? Gerçekten…

-         Hayır, kaybetmedim, kazandıklarım daha fazla!
-         Kendimi kazandım, kendi değerimi anladım, yüreğimin nasıl da sevgiyle dolu olduğunu gördüm.
Dedi içsesi.

-         Belki de, sorun aşkımı verecek kadar değerli biri ile karşılaşamam dedi.

Aşkını vermek için, değerli birini mi arıyordu?

Şartlı sevecekti yani, ona göre değildi bu.

Hesapsız, sorgusuz yaşamalıydı aşkı…
Aşk o zaman güzeldi…

Niye şartlı severdi ki insan?

Bu kadar mı planlı yaşıyordu artık.

Beyni hükmediyordu tüm duygularına.

Yorulmuştu karşılığını beklemeden sevip; hırpalanmaktan, acı çekmekten, duygularının oyuncak gibi görülmesinden.

Yorulmuştu, karşılığı beklenerek sevilmekten.

Onu kendi gibi sevecek birini arıyordu.

Ne kadar mutlu edecekti ki? Seven biri, sevemedikten sonra…

Coşkuyu, cesareti, duygularının peşinden hesapsızca gitmeyi onda bırakmış; şüpheyi, güvensizliği ve korkuları almıştı ondan.

Aşkı, aşık olduğunda yaşadığı tüm duyguları ne kadar da özlediğini


2007- Hayal ARAR




Yorumlar