BEN BİR EYLÜL SEN HAZİRAN



Bir eylüldü başlayan içimde 
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını 
Çimenler sararmıştı 
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin 
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı 
Katar katar gidiyordu kuşlar uzaklara 
Deli deli esiyordu rüzgar 
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa 
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar 
Neydi o bir zamanlar 
Sevmişliğim, sevilmişliğim 
O heyheyler, o delişmenlikler neydi 
Ne bu kadere boyun eğmişliğim 
Ne bu acıdan korlaşan yürek 
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım 
Önümdeki dizboyu karanlıklar da ne 
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım 
Beni kötü yakaladın haziran 
Gamlı, yıkık eylül sonuma 
Bir ilkyaz tazeliği getirdin 
Masmavi göğünle 
Cana can katan güneşinle 
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime 
Çiçekler açtı dokunduğun 
Çimler büyüdü yürüdüğün 
Ve güller katmer katmer oldu güldüğün yerde 
Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi 
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından 
Dallarım yere değiyor 
Güneşi batmadan saçlarının 
Bir dolunay doğuyor bakışlarından 
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma 
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık 
Başım dönüyor, off başım dönüyor yaşamaktan 
Ölebilirim artık 
Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse 
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma 
Baksana; parmak uçlarım ateş 
Lavlar fışkırıyor gözbebeklerimden 
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan 
Benimle meydan oku her çaresizliğe 
Benimle uyu, benimle uyan 
Birlikte varalım onüçüncü aylara 
Ben bir eylül, sen haziran. 

Yorumlar